16 Tem 2025 - Çarşamba
Ana SayfaDünyaAVRUPA’DA ORTAK ORDU FİKRİ GÜNDEME TAŞINIYOR

AVRUPA’DA ORTAK ORDU FİKRİ GÜNDEME TAŞINIYOR

Avrupa başkentlerinde, Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak görev yaptığı dönemde Washington’un transatlantik ilişkilere yaklaşımı nedeniyle oluşan endişeler yeniden tartışma konusu haline geldi. Avrupa Birliği (AB), NATO’nun zayıfladığı algısı ve ABD’nin güvenlik taahhütlerinde belirsizlik olduğu düşüncesiyle “Avrupa ordusu” fikrini tekrar masaya yatırıyor.


NATO İÇİN ENDİŞELER SÜRÜYOR

Trump, başkanlığı döneminde (2017–2021) NATO üyesi Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırmamalarını sık sık eleştirmiş, bu eleştiriler zaman zaman sert bir üslup da kazanmıştı. Uzmanlara göre, Trump’ın bu yaklaşımı ve “Önce Amerika” (America First) politikası, Avrupa’da güvenlik sorumluluklarını tek taraflı olarak ABD’nin sırtına yüklenmiş gören görüşleri güçlendirdi. Bu dönemde Washington-Brüksel ilişkilerinde yaşanan gerginlikler, özellikle Doğu Avrupa ülkeleri arasında Rusya’ya karşı caydırıcılık kapasitesinin sorgulanmasına neden oldu.

Her ne kadar Biden yönetimiyle birlikte transatlantik ilişkilerin normale döndüğü düşünülse de, ABD siyasetindeki değişkenlik ve NATO’nun birliği hakkında geleceğe dönük belirsizlikler, Avrupa ülkeleri içinde “stratejik özerklik” arayışını yeniden tetikliyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise yaptığı açıklamalarda, “Avrupa ordusu” fikrinin NATO’ya rakip olmadığı, aksine tamamlayıcı yönde olabileceği mesajlarını vermeye devam ediyor.


AB ORTAK SAVUNMA GİRİŞİMLERİ GÜÇLENİYOR

Avrupa Birliği, son yıllarda savunma alanında iş birliğini artırmak adına PESCO (Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği/Permanent Structured Cooperation) gibi mekanizmaları devreye soktu. Ayrıca, AB içinde ortak tatbikatlar, savunma araştırma fonları ve askeri kabiliyetlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar hız kazandı.

“Avrupa ordusu” düşüncesi; Fransa, Almanya ve İtalya gibi önde gelen AB ülkelerinin stratejik planlarında zaman zaman dile getiriliyor. Özellikle, savunma harcamalarının önemli bir kısmını ABD’nin sırtladığı ve Avrupa ülkelerinin ABD askeri teknolojisine bağımlı olduğu yönündeki eleştiriler, AB içinde ortak bir savunma gücü inşasını savunanları güçlendiriyor. Bu kapsamda, Avrupa’da “NATO’ya bağımlılığı azaltma ve AB’nin kendine yeterliliğini artırma” fikri popülerlik kazanıyor.


TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE “AVRUPA ORDUSU”NDAKİ KONUMU

NATO üyesi olan Türkiye, Avrupa güvenlik mimarisinde stratejik bir konuma sahip. Jeopolitik olarak Doğu ve Batı arasında köprü görevi görmesi, Karadeniz ve Orta Doğu bölgelerinin istikrarı bakımından önemli bir rol üstlenmesine yol açıyor. Türkiye aynı zamanda NATO’nun ikinci en büyük ordusuna sahip olmasıyla da dikkati çekiyor.

Bununla birlikte, Türkiye’nin AB üyelik süreci uzun yıllardır tam bir netlik kazanabilmiş değil. “Avrupa ordusu”nun kurulması durumunda, bu yapının AB üyeleri dışında hangi ülkelerle (özellikle NATO ülkesi olan ama AB üyesi olmayan Türkiye ve Birleşik Krallık gibi) nasıl bir ilişki kuracağı henüz belli değil. Avrupa ordusu fikrinde bazı ülkeler, “AB dışı NATO ortaklarıyla da iş birliği kanalları açık tutulmalı” dese de, resmi çerçevede AB üyesi olmayan ülkelerin bu güce katılımı şimdilik öngörülmüyor.

Uzmanlar, Türkiye’nin olası bir Avrupa savunma yapısına dahil olma ihtimalinin AB-Türkiye ilişkilerinin seyrine bağlı olduğunu vurguluyor. Türkiye, NATO’da kalmaya ve ittifakın parçası olmaya devam ederken, bir yandan da Avrupa ülkeleriyle ikili savunma iş birliği anlaşmaları yapmayı sürdürüyor. Fakat AB ile siyasi ve hukuki alanlarda yaşanan gerilimler, Türkiye’nin “Avrupa ordusu” girişimlerine doğrudan entegre olmasını zorlaştırıyor.


GELECEKTE NE OLACAK?

  • Güvenlik ve Savunma Harcamaları: Avrupa ülkeleri, ABD’ye bağımlılığı azaltmak amacıyla savunma bütçelerini artırmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu durum, NATO içinde yük paylaşımı tartışmalarını bir ölçüde azaltabilir ancak “ikili yapılar” eleştirilerini de beraberinde getirebilir.
  • Avrupa Ordusu Fikri: Uzun vadede, AB içindeki siyasi uzlaşı sağlanabilirse sınırlı yetkilerle de olsa bir “Avrupa ordusu” girişimi ivme kazanabilir. Fransa ve Almanya gibi nüfuz sahibi ülkelerin bu konudaki iradesi belirleyici olacak.
  • Türkiye’nin Konumu: Türkiye, coğrafi konumunun avantajları ve NATO içindeki güçlü askeri varlığı nedeniyle Avrupa’nın güvenlik denkleminde önemli olmaya devam edecek. Ancak Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği veya “Avrupa ordusu”na katılımı, AB-Türkiye ilişkilerinin siyasi seyrine bağlı olarak belirsizliğini koruyor.
  • ABD’nin Etkisi: ABD yönetimlerinin NATO’ya yaklaşımı değişkenlik gösterebilse de, Washington hâlâ Avrupa güvenliğinin başat aktörü olmayı sürdürüyor. Avrupa ordusu fikrinin somut adımlarla ilerlemesi ise ABD’nin vereceği tepki ve transatlantik ilişkilerin seyrine bağlı olarak şekillenecek.

Özetle, Trump döneminde belirginleşen NATO’ya dair endişeler, Avrupa’da ortak savunma anlayışının güçlenmesine zemin hazırladı. Bu gelişmeler ışığında, “Avrupa ordusu” fikri tam anlamıyla hayata geçirilmiş olmasa da AB üyelerinin savunma alanındaki iş birliği girişimlerinin ivme kazandığı açıkça görülüyor. Türkiye ise stratejik konumu ve NATO içindeki kilit rolü sayesinde Avrupa’nın güvenliğinde etkili bir aktör olmayı sürdürüyor ancak AB ile yaşanan siyasi gerilimler nedeniyle “Avrupa ordusu” girişimlerinde fiili yer alması şimdilik uzak bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments