16 Tem 2025 - Çarşamba
Ana SayfaDünyaYunan medyasından Türkiye'ye bakış

Yunan medyasından Türkiye’ye bakış

6 Mart 2025’te Kathimerini yazarlarından George Monastiriakos’un Türkiye yorumu

“Yunanistan, Türkiye’nin Avrupa güvenliği için artan önemine uyum sağlamalı” başlıklı yazımı yayımladı. Avrupa’daki güç dengesine ilişkin analizimle saygılı bir biçimde ilgilenmek yerine, 2023’te Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması gerektiğini açıkça savunduğum için ölüm tehditleri almış biri olmama rağmen, bazı Yunanlar beni hain olmakla suçladı.

Burada gerçekleşen tek ihanet onlarınki – gerçeğe ihanettir.

Basitçe ifade etmek gerekirse, Washington’un eski kıtadan çekildiğini, Avrupa’nın Amerika’nın bıraktığı boşluğu doldurmak için Türkiye ve Ukrayna ile daha yakın ilişkiler aradığını ve Yunanistan’ın Ankara tarafından Avrupa içinde yalnız bırakılmadan bu yeni güç dengesi içerisinde bir yol bulması gerektiğini savundum.

Avrupa’nın Türkiye ile stratejik yakınlaşması birkaç aydır, belki de yıllardır devam ediyor. Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak yeniden seçilmesinden bu yana Avrupa-Türkiye ilişkilerinde yaşanan yalnızca birkaç gelişmeye bakalım.

Birincisi, yaklaşık 14 yıllık iç savaşın ardından Ankara, Rusya ve İran tarafından desteklenen Suriye diktatörünü devirmesi için Hayat Tahrir El Şam liderliğindeki koalisyona yardım etti. Bundan önce ben ve benim gibi pek çok kişi, Türkiye’nin Avrupa ve Ukrayna yerine Moskova’ya yakınlaştığını düşünüyorduk. Bu açıkça doğru değilmiş.

İkincisi, Portekiz, Türk savunma şirketi STM’ye Portekiz Donanması için lojistik gemileri inşa etmesi amacıyla bir sözleşme verdi. Bu, Türk hükümetinin STM’ye bir AB ve NATO üyesine askeri gemi ihraç etmesine ilk kez izin vermesiydi.

Üçüncüsü, İspanya, Hürjet eğitim uçağı projesi üzerinde işbirliği yapmak için Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile bir mutabakat zaptı imzaladı. Madrid, yaşlanan F-5 filosunun yerine 24 Türk yapımı Hürjet almayı planlıyor. İspanya Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Francisco Braco Carbo, o zamandan beri Türk mevkidaşı ile formasyon uçuşu gerçekleştirdi.

Dördüncüsü, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Fransa’nın 2021’de Yunanistan’la imzaladığı savunma anlaşmasını öne sürerek Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan bu satışı iptal etmesini talep etmesine rağmen, Türkiye, Fransa’nın Airbus’ı, Birleşik Krallık’tan BAE Systems ve İtalya’nın Leonardo’su da dahil olmak üzere Avrupalı şirketlerin ürettiği Meteor füzelerini satın alıyor.

Beşincisi, Türk insansız hava aracı üreticisi Baykar, İtalya’nın zor durumdaki Piaggio Aerospace şirketini Aralık ayında satın aldı. Bununla birlikte Ankara ile Roma arasındaki güvenlik işbirliği bununla sınırlı değil. Kathimerini’deki makalem yayımlandığı gün, İtalya’nın Leonardo şirketi, Türkiye’den Baykar ile insansız hava araçları üretmek üzere bir ortak girişim kurduğunu duyurdu.

Altıncısı, Polonya, NATO’nun Türkiye’ye Yönelik Uyarlanmış Güvence Tedbirleri (TAMT) kapsamında Bayraktar TB2 insansız hava araçlarına sahip bir askeri birliği Türkiye Cumhuriyeti’ne konuşlandırdı. Polonya Başbakanı Donald Tusk, o zamandan bu yana Türkiye’nin Avrupa güvenliğinde daha önemli bir rol oynaması gerektiğini belirtti ve bunu görüşmek üzere önümüzdeki hafta Ankara’da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmesi planlanıyor.

Yedincisi, Türkiye ayrıca ihtiyaç hâsıl olursa Ukrayna’ya asker göndermeye de hazır olduğunu bildirdi. Bu, Atina’da çok büyük bir anlam ifade etmeyebilir, ancak Brüksel, Paris, Berlin, Londra, Roma, Varşova ve Kiev’de ses getiriyor.

En şaşırtıcı olansa, Avrupa’nın Türkiye ile stratejik yakınlaşmasının büyük ihtimalle burada saydıklarımla sınırlı kalmaması.

Neden mi? Çünkü Rusya’nın Ukrayna’da başarılı olması Avrupa için – özellikle de Yunanistan için – çok kötü olurdu. Bu sadece Avrupa’yı hesaba katmayan Atina-Ankara dengesi, Kiev ile Moskova arasındaki güç farkından daha az Yunanistan lehine olduğu için değil; büyük bir devletin komşusu olan daha küçük bir ülkeyi işgal edip egemen topraklarını ilhak etmesi örneğinin, bir gün Türkiye tarafından bizzat Yunanistan’a karşı kullanılma ihtimali olduğu için de geçerli.

Rusya’nın Ukrayna’yı yasa dışı işgali ve Amerika’nın Avrupa’dan çekilmesi ciddi krizlerdir. Moskova, Avrupa genelinde bir tehdit olarak algılanıyor. Ankara da benzer bir algıya sahip. Avrupa ve Türkiye’nin bu tehdide karşı birbirlerine ihtiyaç duyuyor (ya da böyle istiyor) gibi görünmesi bu yüzdendir; nitekim İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna için Londra’da düzenlenen acil zirveye Ankara’yı davet ederken, Yunanistan’a gönderilen davet ise postada kayboldu.

Çoğu Avrupa başkenti, Türkiye’yi Rusya’ya karşı Avrupa lehine güç dengesini değiştirecek bir unsur olarak görüyor. Siz bu bakış açısını paylaşmasanız da durum bu. Bu kişisel bir mesele değil, Uluslararası İlişkiler ve bu gerçeği görmezden gelmek kendi riskimizi artırmaktan başka bir işe yaramaz.

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments